Posts in Uncategorized
Kosgeb'in Keşfedemediği Sanayi Cevherleri
Herkese Tekrar Selamlar;
Yazmayalı uzun zaman olmuş;
Yazıyı yazmadan önce, bu yazıyı yazmama tam olarak aşağıdaki videonun sebep olduğunu dile getirerek başlamak istiyorum ve kısa bir sürenizi ayırarak videoyu izlemenizi tavsiye ederim.
Bir Aralar Detay Maxinet Vardı. Ona Ne Oldu?
LGBT'ye Karşı Olan Eski LGBT Üyelerinin, Kendi Toplulukları Tarafından Dışlanması
İnsanlar Neden NFT Alıyor?
Teknolojiye Olan İnanç
Her şeyden önce, NFT yatırımcıları onlarda uzun vadeli değer görür ve zamanla değerleneceklerine inanırlar.
NFT’ler dijital varlıklardır ve sanat, koleksiyon ve hatta memler gibi çevrimiçi herhangi bir şey olabilir. İlk NFT projelerinden biri olan CryptoPunks gibi bazı projeler nadir görülüyor. CryptoPunks topluluk içinde büyük saygı görür ve genellikle her biri altı veya yedi rakama satılır.
Birçok yatırımcı, NFT’leri çevreleyen teknoloji konusunda da yükselişte ve bunun için bir takım kullanım durumları görüyor.
NFT’ler, blok zinciri adı verilen merkezi olmayan bir dijital defter üzerindeki kodla temsil edilir. Her NFT, tıpkı fiziksel bir varlık gibi alınıp satılabilir, ancak blok zinciri, her birinin mülkiyetinin ve geçerliliğinin izlenmesine izin verir. Teknoloji son derece çok yönlü ve yenilikler hızla gerçekleşiyor, bu da alandaki yatırımcılar için heyecan verici hale geliyor.
NFT kodlayıcısı ve geliştiricisi Benyamin Ahmed, daha önce, “NFT’ler, insanların profil resmi olarak kullandıkları sanat eserleriyle başladı, ancak pasaportlar, müzik, uçak biletleri ve hatta evler ve arabalar gibi bir dizi başka öğeye genişleyebilir” diyor.
NFT’ler için mevcut kazançlı bir kullanım, kullanıcıların blok zinciri tabanlı video oyunlarında kullanılmak üzere kaplamalar veya aksesuarlar gibi şeyler satın alabilecekleri oyun içi öğelerdir. DappRadar, yalnızca 2021’in üçüncü çeyreğinde oyun içi öğelerin 2,3 milyar dolarlık işlem hacmi oluşturduğunu tespit etti. Bu, toplam NFT işlem hacminin %22’sini temsil ediyor.
Sosyal Sermaye
Önemli NFT koleksiyoncularından Gmoney daha önce CNBC Make It’e verdiği demeçte, NFT’lere sahip olmak, tıpkı bir Rolex veya Lamborghini’nin “gerçek hayatta” yaptığı gibi, kripto topluluğunda bir tür sosyal statü sunuyor. Kripto topluluğundaki çoğu insan gibi, yalnızca çevrimiçi takma adıyla tanınır ve anonim kalmayı tercih eder. Burada NFT’ler ise alıcıların ciddi bir sosyal statü sağlıyor beyanını yaptı.
“Biri gerçek dünyada bir Rolex satın aldığında, saatin kullanım değeri nedeniyle binlerce doları harcamaz. Basit bir 5 dolarlık saat aynı yardımcı programı gerçekleştirebilir. Durumlarını ‘esnetmek’ için” dedi Gmoney. “Bir NFT ile, onu avatarım olarak Twitter ve Discord’da yayınlayarak, bir resimle hızla ‘esnek’ yapabilirim.”
Bu “esnek”, daha önce yaygın olarak bilinen bir kripto ve NFT yatırımcısı olan Cooper Turley, bir yatırımcıya “NFT’lerin en değerli yönü” olan kripto topluluğuna erişim ve kabul sağlayabileceğini söyledi. “Bir topluluk olmadan, NFT’lerin hiçbir değeri yoktur. NFT yatırım tezim, yalnızca mevcut bir topluluğun gücüne veya ortaya çıkma potansiyeline dayanmaktadır.”
DappRadar, NFT’leri çevreleyen topluluklar büyüdükçe, NFT projelerinin daha çok markalara benzediğini belirtiyor. Raporda, “Snoop Dogg, Shaquille O’Neal ve Steve Aoki gibi ünlü ünlüler, seçkin topluluklara katılan ve NFT alanının sosyal görünümünü daha da güçlendiren en son üyeler arasında yer alıyor” dedi.
Gmoney’nin dediği gibi, “bir şeyin parçası olmak ve bir grubun parçası olmak istemek doğaldır.”
Ülkemizde ise birşeyin veya bir grubun parçası olmaya genelde youtuberlar çalışıyor. Elindeki potansiyel kitleye yeni dijital ürünler satmayı hedefleyen youtube sektörü, Türkiye’de uzun bir süre bayrağı taşıyacak gibi duruyor.
Bir sonraki blog’ta görüşmek üzere;
Kıbrıs'ın Kara Sınırından Ayrı Türk Parçası: Erenköy
Uzun süredir bir blog yazmadığımı farkedince sizler için bu sefer teknoloji konularından dışarı çıkarak artık 2. mezuniyetimin arefesinde olduğum Uluslararası İlişkiler’e dair ve ülkemiz için önemli olan bazı konularda da bir kaç satır yazmak istedim.
Erenköy nedir desek, etrafı mansura, alev kayası, Selçuklu Türk köyleri ve en azılı EOK’cıların bulunduğu Rum köyleri ile sarılmış bir mücadele destanının yazıldığı yerin adıdır diyebiliriz.
1955 yılında başlayan EOK saldırıyla beraber Kıbrıs Türk’ü için yıllarca süren varoluş mücadelesi bir ölüm kalım savaşına dönüşmüştür. 1958 yılında Türk Mukavemet Teşkilatını kuran Kıbrıs Türkleri her ne kadar kendisini en cesur şekilde savunmak istese de, EOK’cılar karşısında Türklerin o dönem EOK’cılar tarafından yapılan tam teçhizatlı saldırılarına cevap verecekleri bir teçhizat ve ekipmanı bulunmaması nedeniyle oldukça zor koşullarda savaşmak zorunda kalmışlardır
Teşkilat üyeleri, tamamen kendi zekalarıyla derme çatma su borularıyla yaptıkları silahlarla bu savaşı kazanamayacaklarının tamamen farkındaydı. Erenköy’ün deniz kenarında olmasından ötürü kendi aralarında tamamen ciddi bir inisiyatif alarak, balıkçı tekneleri ile Anamur kıyılarına hareket ettiler.
Bu zorlu süreçte tamamen kendi başına aldıkları inisiyatif ve Türk Silahlı Kuvvetlerimizin de desteğiyle, ilk silah sevkiyatını başarılı bir şekilde gerçekleştirdiler. Tabi bu sevkiyat öyle bir sevkiyat oldu ki, Kıbrıs Türk’ünün zor günlerinde derin nefes almasını sağladı.
Bu inisiyatifi alan kahramanların da isimlerini buraya yazmak gerekir. Bu denli büyük vazifeyi gerçekleştiren kahramanlar; Celal ve Vehbi Mahmutoğlu kardeşlerdi.
KKTC Cumhurbaşkanı Denktaş’ın eski danışmanı Sayın Sabahattin İsmail twitter üzerinden yaptığı açıklamasında ise, bu 80 km’lik mesafenin hiçbir zaman gündüz vakti yapılmadığını, hemen hemen hepsinin sabaha karşı 5-6 sıralarında yapıldığını dile getirmiştir. Yolculukların gece yapılması sebebiyle de Rum askerlerine hiçbir zaman yakalanamadıklarını dile getirmiştir.
Tabi bu görevi ifa eden 2 kahramanımız Asaf Yılmaz ve Hikmet Rezvan ise şehit düşmüştür.
Zaman içerisinde bölgeye yapılan sevkiyatlar sayesinde tonlarca mühimmat ve 600 kadar üniversite öğrencisi de bölgeye çıkabilenler arasındaydı.
Bu harekatın en hassas noktası ise, bölgede bulunan hiçbir aile Türkiye topraklarına gitmek istemedi ve köyünü de terk etmedi. Bölgeye çok fazla mühimmat ve üniversite öğrencisi gelmiş olsa da bölgeden hiçbir zaman hiç kimse ayrılmadı.
8 Ağustos 1964 tarihinde, garantörlük hakkını kullanarak adaya müdahale eden Türkiye Cumhuriyeti, Rum milli muhafız ordusunu geri püskürttü ve bu esnada uçağı Rumlar tarafından isabet alan Yüzbaşı Cengiz Topel ise, her ne kadar yaralı bir şekilde paraşüt ile yere inmeye başarsa da Rumlara esir düşerek işkence yapılması sonucunda şehit düşmüştür.
Yüzbaşı Cengiz Topel’in şehit düşmesi ile alakalı incelemelerde bulunan doktorun beyanları Rumların nasıl kural tanımaz ve hayvanca tavırlar içerisinde olduğunun en bariz göstergesidir.
“Eşref Düşenkalkar, “Türk doktorların ve Birleşmiş Milletler askerlerinin huzurunda Topel’in cesedini dikkatle incelediğimde, sol gözünün Rumlar tarafından tahrip edilmiş ve her iki kolunun pazusunun matkapla delinmiş olduğunu gördüm. Edep yerleri ezilmiş, kafatasının sol tarafına bir beton çivisi çakılmıştı. Sol ayağı da kırılmıştı. Bunlar yetmezmiş gibi, boğazından göbeğine kadar göğsü yarılmış ve çuval diker gibi yeniden dikilmişti İç organlarını çalmışlardı, akciğeri ve kalbi noksandı” der”.
(Vehbi Zeki Serter, Kıbrısta Rum – Yunan Saldırıları ve Soykırım, ATASE, s.231-236 içinde)
Bölge de yaşanan savaş sonrası, Erenköy’e sıkışan halk, Rumların her türlü baskısına göğüs germiş ve ekmeğini paylaşmayı da çok iyi bilmiştir.
Bugün bizler, Erenköy’e gitmek istersen maalesef geçemiyoruz. Ayrıca Erenköy’de bir yerleşim de söz konusu değil. Şu anda sadece askerlerimiz bulunuyor ve Erenköy’ün 1960’lı yıllarda yapılan bir okulu ise şu anda Türk Silahlı Kuvvetlerimiz askerimiz kullanıyor.
5 Kasım 2021 tarihli çıkan bir habere göre, Kıbrıs’ta yeni açılacak olan Yeşilırmak Sınır Kapısı ile, 15 km uzaklığında bulunan Erenköy’e ulaşım artık haftanın 3 günü olacak şekilde gümrük kontrolsüz sağlanabilecek.
Ayrıca buna askeri teçhizat bulunmamak kaydı ile ailelerin de geçmesine müsaade edildi.
Tabi Şehit Yüzbaşı Cengiz Topel’e bunları yapan bir kavmin, bu hareketini uluslararası ilişkiler anlamında nasıl bir klasik realizm veya neoklasik realizm düşüncesinde olacağını zamanla göreceğiz.
Bir sonraki blog’ta görüşmek dileğiyle;
E-Ticarette Satılmak İstenen Ürün Nasıl Seçilmeli?
Podcast ile Nasıl Para Kazanılır? – Basit Usülde Podcast'ten Para Kazanma Yöntemi
Eğer bir merakınız, belirli konularda kendinizi ifade edebileceğiniz bir bilgi birikiminiz yok ise, bence bu işlere girmeyiniz.
Bir süredir podcast yapan birisiyim ve yakın çevremde ki arkadaşlarım dahi, bana “hadi beraber de podcast” yapalım diyor. E tabi haliyle kendilerini kırmıyorum ve “evet yapalım” diyorum. Sonra ne oluyor ? Bir kaç bölüm sonra kendileri devam etmiyorlar ve bırakıyorlar.
Tam olarak her işte olduğu gibi, bu işte de problem burada başlıyor.
Süreklilik bir işte yok ise, o işte başarı olması mümkün değildir!
Tahmin edersiniz ki kimse anasının karnından “podcaster” olarak çıkmadı. Eğer ünlü ve medyada tanınmış bir sima değilseniz, zaten maça 1-0 geriden başlamış bulunuyorsunuz. Normalden daha fazla çalışmanız gerekiyor ve sesinizi ulaştırmanız gerekiyor. Ayrıca süreklilik kaçınılmaz husustur. İki program yapıp 10.000 dinlenme beklemeyin. Belki de hiç kimse gelmeyecek. Podcast algoritmalarına hizmet etmeniz gerekmektedir ki algoritmalar size yardımcı olsunlar. Algoritmalar sizden devamlı 50 tane podcast beklemiyor. Haftada bir yapacaksanız, bir yapın. Ayda bir yapacaksanız, o da olur. Ama sürekliliğinizi kaybetmeyin.
Diğer yandan kendinize sormanız gereken ilk soru şudur;
-Ben Podcast Yaparken İnsanlara Ne Anlatacağım?
Naçizane düşüncem, eğer psikoloji, felsefe ve tarih konularda mükemmel değilseniz, sakın kitapların özetlerini anlatmayın. Kısa süre de takipçi sayınız neredeyse sıfır seviyesine gelecektir. İnsanlar genelde “haber” kategorisini saymazsak, yaşanmış tecrübeleri yalın bir dil ile dinlemeyi seviyorlar. Bu bir komedi şovu da olsa, diğer şovlar da olsa durum böyle.
O zaman sırasıyla başlayalım..
Basit Usülde Podcast’ten Para Kazanma Yöntemi
Eğer Basit usülde bu işi yapmaktan konuşacak ise, önce en basit şekilde podcastlerinizi nasıl yayınlayacağınızdan da bahsetmemiz gerekiyor.
Podcast’lerinizin yayınlanabilmesi için, sizin bir servis sağlayacıya ihtiyacınız vardır ve bu servis sağlayıcılardan ise “RSS” ismini verdiğimiz bir linke ihtiyacınız vardır. Bunun için bir para ödemenize gerek yok. Spotify tarafından desteklenen “Anchor.fm” internet sitesi zaten sizin ihtiyacınızı fazlasıyla karşılayacaktır.
Anchor, tamamen podcast yapmak isteyenlerin faydalandığı bir internet sitesidir. Mobil uygulamalarını kullanarak, 5 kişiye kadar podcast yapabilirsiniz.
Anchor’da bir kayıt oluşturmadan önce, ne konuşacağınıza karar verin. 1 fragman (trailer) ve başlangıç için 30’ar dakikayı geçmeyecek şekilde 3 bölüm hazırlayın. Çok güzel bir şekilde “Cover Art” hazırlayın, yani podcast şovunun görselini ve arkasından Anchor internet sitesinde, kanal bilgilerinizi giriş yaparak ve ses kayıtlarınızı da yayınlayarak, podcast kayıtlarınızın yüklemelerini yapınız.
Sistem spotify’a 3 podcastinizi de otomatik gönderecek ve yayınlayacaktır. Fakat Google Podcast, Apple Podcast gibi platformlara sizin yüklemeniz gerekmektedir. Tabi bunu yükleyebilmeniz için de yukarıda anlattığım “RSS” koduna ihtiyacınız bulunmaktadır.
Ses dosya yüklemeleri tamamladıktan sonra “Podcast Availability” sayfasından RSS kodunu kopyalayınız.
- Apple Podcast Üzerinden Podcast Yayınlama
Podcastlerinizi hazırladınız ve artık Podcast mecrasına çıkmak istiyorsunuz 🙂 Podcast deyince, ilk podcast mecralarından Apple Podcast her zaman yayınlanma tercihlerinde önceliğimiz oluyor. Hoş, son zamanlar da yaptığım incelemede kendi podcastlerimden de baktığımda insanlar spotfiy üzerinden ve web üzerinden dinlediklerine de şahit oldum.
Apple Podcast’e giriş yapabilmeniz için, önce Apple’ın “Podcast Connect” sistemine giriş yapmanız gerekmektedir. Buraya tıklayarak girebilirsiniz. Eğer bir iPhone kullanıcısı iseniz, doğrudan iPhone üzerinden giriş yapabilirsiniz. Eğer bir iPhone kullanıcısı değilseniz dert etmeyin. “SMS ile Konfirmasyon” sistemini kullanarak bir Apple kullanıcı kimliği oluşturabilir ve sisteme girebilirsiniz.
Apple sizden bir kaç bilgi isteyecek ve arkasından Apple Podcast sayfasına giriş yapmanıza olanak sağlayacaktır. Bu süre 5 dakika da sürebilir, 1 hafta da sürebilir. Tamamen Apple’ın keyfiyetine bağlı olmakla beraber, bu konuda mağduriyetler yaşayanları dahi yabancı forum sayfalarında gördüm.
Karşımıza iki seçenek çıkıyor. Birinci seçenekte RSS Seçeneği ile Şovu ekle butonuna tıklamamız gerekiyor. İkinci seçeneği şu anda ülkemizde kullanamıyoruz.
Anchor web sayfasından aldığınız RSS Kodunu buraya yapıştırıyorsunuz ve “Ekle” butonuna tıklıyorsunuz.
Apple sizden, bir kaç iletişim bilgisi talep edecek ve arkasından yaptığınız podcastlerin önünüzdeki ekrana düşmesi gerekmektedir. Bunlar da tamamlanınca “Submit for Review” butonuna tıklayın ve gönderin.
Apple çok nadir bir şekilde podcast’leri değerlendirmeye alıyor. Zannedersem bu rakam %1’in dahi altındadır. Ortalama 1 dakika içerisinde genel de yayına giriyorsunuz ve Apple Podcast mecrasına girmiş bulunuyorsunuz 🙂
- Google Podcast Üzerinden Podcast Yayınlama
Google Podcast Üzerinden Podcast Yayınlama, Apple Podcast’e göre daha kolaydır.
Buraya tıklayarak “Start Now” butonuna basıyoruz ve giriş yapıyoruz.
Arkasından aşağıdaki alana RSS Kodumuzu yapıştırıyoruz.
Google bizim e-posta adresimize bir doğrulama kodu gönderiyor ve onay verince, RSS’i Google Podcast servislerine göndermiş oluyoruz
- Spotify Podcast Üzerinden Podcast Yayınlama
Anchor servisini kullandıysanız, buna ihtiyacınız yoktur. Çünkü yayın hayatına başlamıştır 🙂
Podcast’ten Hangi Yollar ile Para Kazanabiliriz?
Öncelikle dinleyecilerinize karşı dürüst davranmanızı tavsiye ederim. Bir ürün veya hizmet pazarlıyorsanız, açık açık onlara “ben buradan komisyon alıyorum” diyebilirsiniz. Bu sizi dinlemekten hoşlanan insanların size saygı duymasını ve destek vermesini de sağlayabilir.
- İş Ortalıklığı Modeli ile Para Kazanmak
- Sponsorluk
- Kendi Ürünlerinizin Satışı
- Aylık Ödemeler Alın
Sanal Bahis Siteleri Nasıl Çalışır ? ve Neden Sanal Bahis Oynamak Aptallıktır !
Merhaba
Arzu ederseniz, yazıyı okumadan, direk podcast olarak dinleyebilir ve podcast yayınlarımı takip edebilirsiniz.
Crack Windows Kullanmayın, %100 Yerli ve Ücretsiz Pardus'a Geçin!
Uzuun bir aradan sonra herkese Merhabalar;
Bu yazıyı 3 Mayıs Türkçülük gününe saklamıştım 🙂
Kullandığımız cep telefonları, bilgisayarlar, tabletler, akıllı saatler, kulaklıklar, akıllı süpürgeler ve hepsi.. Hiçbirisi bize bu ürünler satılırken amaçları bize o ürüne satmak değildir. Arka plandaki en önemli amaç, bizim hayatımızın istatistiklerini alarak bize uygun pazarlama yapabilecekleri reklam gelirlerini kendilerine sağlamak ve ticari anlamda büyümektir.
Windows, MACOS gibi yazılım işletim sistemleri de kapalı kutudurlar. Yani sizin müdahale etmenize izin vermezler, pahalıdırlar. Değiştiremezsiniz ve güncelleyemezsiniz. Microsoft hukukçuları sokakları tek tek dolaşıp, crack windows yakalamaya ve ceza kesmeye meyillidirler. Parayı ödersiniz ve yine verileriniz pazarlama malzemesi olur gider.
Yerli yazılım ürünleri geliştirilmesi konusunda çok destekçi birisiyim. “GOOGLE NEDEN ÜCRETSİZ ? VE TOPLADIĞI VERİLERİ NE KADARA SATIYOR?” başlıklı yazım 70 binden fazla kez okunmuş. Her defasında ve hemen hemen her yerde, verilerimizin pazarlama malzemesi olduğunu ve bunun önüne sadece yerli yazılımlar yapılarak geçileceğini de söyleyen birisiyim
Bu konuda 2005 yılından bugüne ilmek ilmek çalışarak harika işler yapan Tübitak’ın Ulakbim birimi Windows’a bizleri gerek duymadan %100 yerli ve milli işletim sistemi ile tanışmamıza olanak sağlamışlardır.
Eğer bir yazılım kodlama programı yapmıyorsanız, sadece internette gezinmek, word, excel gibi hesaplama programları ve küçük çaplı görsel editleme işleri yapıyorsanız, evde sosyal medya gibi ağlara bağlanmak için bilgisayar kullanıyorsanız, açıkça yazmak istiyorum. Windows’u ilelebet kullanmanıza hiç gerek yok. Pardus size bu konuda yetecek ve artacaktır.
Yukarıda göreceğiniz gibi, Pardus Windows görüntüsünü andırmaktadır. Windows’a ücret ödeyerek sahip olmak isteyeceğiniz yazılımlar, Pardus’ta ücretsizdir.
Pardus’un kurulumu oldukça basittir. İnternet sitesi https://www.pardus.org.tr/ adresinden ISO dosyasını download ederek kurulumu gerçekleştirebilirsiniz.
Pardus’un kendisine ait aşağıda göreceğiniz gibi bir uygulama mağazası vardır ve istediğiniz tipteki uygulamaları ücretsiz olarak indirebilir ve kullanabilirsiniz.
Ülkemizin yetkili makamları bizlere çıkarak “Hadi Windows’u kaldırın ve yerine Pardus kullanın” deme şansı yoktur. Fakat bizim gibi adamlar bunu rahatça size söyleyebilirler.
Diğer yandan eğer eski ve devamlı donan bir bilgisayarınız var ise, yeni bilgisayar almaya bütçeniz hele hele bu dönemde yetersiz ise, yeni bilgisayar almayın!! Eski tip bilgisayarlarda Pardus olağanüstü hızlı çalışmaktadır. Hatta bilgisayarınızı hiç tanımayacak hale bile getirebilirsiniz.
Daha önce hiç bir işletim sistemi kurmadıysanız, şu bağlantıya tıklayarak ilgili youtube videosunu izleyip, Pardus’un kurulumunun nasıl olduğunu görebilirsiniz.
Son olarak Pardus gün geçtikçe büyüyen bir kullanım ağına sahiptir. 2009 yılından beri İSKİ, AFAD, MEB, Sağlık Bakanlığının belirli hastaneleri şu anda Pardus’u kullanmaktadırlar. Bugün hala neden kamu kurumlarının tamamı, özellikle üniversiteler kullanmıyorlar anlayabilmiş değilim.
Pardus, rahat çalışır mı diye düşünmeyin.. Şu anda okuduğunuz bu yazı, bir Pardus işletim sistemine sahip bilgisayarda yazılmıştır 🙂
Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle;